Pages

Sunday, 31 March 2013

BÖTE YOK OLACAK !!!!

Bundan 2-3 sene önce,  bir BÖTE bölümü mezunu olarak  pek çok paylaşım ortamında “BÖTE bölümü artık  can çekişiyor, 10 sene içinde  hiç bir değeri kalmayacak”  dediğimde, pek çok BÖTE ‘liden tepki aldım. Geleceği bilişim ve bilgisayarda görenler, eğitimde her zaman için BÖTE bölümüne ihtiyaç duyulacağını hatta ilerde değerinin daha da artacağını söylüyordu. Nitekim haksız da değillerdi.
Ancak biraz eskilere gidelim. Bizim , bu bölümü ÖSS tercih listesine yazdığımız zamanlara 2000′li  yılların başına. O zamanlar okulların pek çoğunda internet yoktu yeni yeni bilişim sınıfları o zamanki adıyla bilgisayar laboratuarları kuruluyordu. Dünyayı çoktan sarmış olan bilişim ve internet furyası, ülkemize giriş yapmış ve hızlı bir şekilde yayılmaya başlamıştı. İnsanlar evlerine bilgisayar almaya, dial-up modemlerle internete bağlanmaya başlamıştı.
İşte o zamanlar BÖTE bölümü yani Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği cazipti.  Geleceği olan, hızla yaygınlaşan bir meslekti. Ancak MEB’ den tutun, BÖTE bölümünün kendi hocaları da dahil, üniversite camiası, “bu bölüme ne öğretilecek, mezunlar nasıl istihdam edilecek, okullarda görevleri ne olacak, ne öğretecekler” sorularına en ufak bir cevapları dahi yoktu. Herkesin kafasında bu bölümün ilerde parlayacağı ve gelecekte çok ihtiyaç duyulacağı bir meslek olacağı fikri hakimdi ancak bu fikirlerin çerçevesi yoktu, ütopya gibiydi.

Belki bu sebeplerden dolayı bu cazip bölüm, tercihlerde taban puanı yükselen  bir bölüm haline gelmişti. O zamanlar BÖTE bölümüne girdiğim puanla pek çok mühendislik ve anadoludaki ücra tıp bölümlerine girebiliyordum. Öğretmenlik bölümlerinde ise puan sıralamasında bir numaraydı.  Bu sebeplerden dolayı ben gibi pek çok arkadaşım bu bölümü tercih etti.
Fakat pek çok BÖTE’Li gibi biz de bölümde umduğumuzu bulamadık. Fizik, Kimya, Biyoloji gibi Fen Edebiyat derslerinin  kredisi meslek derslerinden daha fazlaydı. Diğer derslerimiz ise, Eğitim Psikolojisi ve Kuramlar üzerine idi. Eğitim Teknolojisi, Öğretim Teknolojileri gibi derslerimiz de olduysa da , bir türlü kendimizi dolduramadık, bir BÖTE’li gibi hissedemedik. Zaten bölüm hocalarının pek çoğu Eğitim, Fen-Edebiyat mezunu idi.  Pek çoğu bilgisayar denen aleti, bizden daha sonra görmüşlerdi, birazı da hiç kullanmayı bilmiyordu.  Bazı arkadaşlar bilgisayar ve teknik konularda kendilerini geliştirdiler. Programlama, web tasarım, grafik..vs öğrendiler. Öğretmen olmaktansa başka sektörlere kaymayı düşündüler.
Hasbelkader geçen bu 4 senenin sonunda, KPSS denen o sınava girmiş ve atamamızı beklemeye başlamıştık.  Allah’tan o senelerde BÖTE mezunları, hayli fazla atanıyorlardı.  Anadolu’nun çeşitli yerlerine çeşitli okullarına atandık bizler de.
Bilgisayar öğretmeniydik, sonraları bilişim teknolojileri öğretmeni dendi. Kimimizin bilgisayar laboratuarı yoktu, kimimizin okulundaki bilgisayarları eskiydi.  Önce haftada 2 saat ders vermeye başladık. Windows anlattık, Word anlattık.  Sonra dersimizi 1 saate düşürdüler ve notu da kaldırdılar. Önce öğrencilere söylemedik ancak, çocuklar karnesinde “BİLGİSAYAR” dersini göremeyince onlar da bu gerçeği anladılar: “Eften püften bir dersin eften püften bir öğretmeniydik…”  Ayrıca, okulun teknik ve bilumum tamir -onarım işleri de cabasıydı. Pek çok takım elbiseyi kirlettik, eskittik, yırttık, kasanın içine RAM takarken ya da müdürün yazıcısını onarırken. Ya da müzik öğretmeninin eşinin labtopuna defalarca windows kurduk.
Sonra formatörlük denen birşeyden haberimiz oldu, hemen yazıldık görev aldık.  Önceden yaptığımız bu onarım- tamir işlerinin karşılığında artık para da alabilecektik. Artık işimizin adı belliydi.  Hepten öğretmenliği unuttuk, bir elimzde pense ötekisinde toz bezi oradan oraya koşuyorduk.
İşte böyle bir şey idi Bilişim Öğretmeni olmak ya da BÖTE mezunu olmak. Önce atama sayısı gitgide düşmeye başladı. Sonra ilköğretimde not kaldırmanın yanında  4. ve 5. sınıflar için dersimizi kaldırdılar. Çok geçmedi liselerde de ders seçmeli oldu.  Bilişim öğretmenleri bakanlık önünde yürüdüler..vs
FATİH projesi çıktı. Öğrencilere tablet bilgisayar, her sınıfa akıllı tahta kurulması planlandı. Bilişim öğretmeni sevindi,” iyi ki BÖTE bölümünü seçmişim, bu bölümde gelecek varmış ”  dedi.
Fakat aslında BÖTE bölümü gitgide dibe batıyor.  MEB, bilişim derslerini çoktan gözden çıkarmış gibi görünüyor. Zaten bu dersin öğretmenine de gerek yoktu, zira her alandaki öğretmen, dersini bilgisayar-akıllı tahta ikilisiyle pekala işleyebilir. Formatör öğretmenlik ise bir nevi görevlendirme teknikerlik, 2 yıllık MYO mezunu bir memur tüm okulun bilşim altyapısıyla ilgilenebilir..
Akademik anlamda ise, BÖTE ne yazık ki can çekişiyor  Hala ve hala ,  ”bilgisayar öğretmeninin yeterlilikleri, öğrencilerin beklentileri” gibi abuk ve sabuk tezler, makaleler çıkıyor.5 sene önce yapılmış bir tez, makale, azıcık sağından azıcık solundan değiştirilip servis ediliyor. Bilişim gün be gün değişiyor, yenileniyor, ilköğretim öğrencisi , öğretmeninin FACEBOOK hesabını hackliyor,  ama BÖTE yüksek lisans – doktora öğrencisi,  klavyeden, mausdan tez yapıyor, bunu bir güzel sunuyor, yurtdışı , yurtiçi dergilerde yayınlıyor. “Ama nasıl? “diye sormayın. Bu da başka bir yazı konusu olsun.
Yukarda da bahsettiğim gibi akademik manada BÖTE zaten bitti. Yeni teknoloji yeni uygulamalar, yeni.. adına hiç bir şey yok… Belki bu durumu gören BÖTE bölümleri, artık yüksek-lisans doktora  bölümlerine Matematik’ten, İşletme’den… öğrenci alıyorlar.  Belki yeni birşeyler çıkar diye ümit ediyorlar.
MEB’de de bilişim öğretmenliğinin biteceğini dile getirmiştik. Ancak FATİH projesi, insanlarda bir ümit ışığına neden oldu. Fakat bugün okuduğum haber, bu ümitleri de çöpe atar:
http://www.guncelegitim.com/haber/4418-okul-2012de-bilgisayar-siniflari-kaldiriliyor.html
Acı ama yakında okullarda bilişim teknolojileri öğretmenlerine de gerek kalmayacak gibi görünüyor.  Yukarda da bahsettiğim gibi dersin öğretmeni, dersinde teknolojiyi zaten kullanacak.
Belki de formatör öğretmenliği kendi başına bir kadro yapacaklar. Okulun teknik – pis işlerini yapan bir görevli olarak
Peki BÖTE mezunlarının yüzde kaçı, derse dahi girmeden, formatörlük altında okulların teknolojik alt yapısıyla ilgilenmeyi kabul edecek? Belki çoğu kabul edecek başka seçenekleri olmadıkları için.
BÖTE bölümü hocaları, öğrencilerine bu durumu nasıl açıklayacak? Onları nasıl gaza getirecek?  Nasıl “Aslanlarım 2000li yıllarda sizlere ihtiyaç olacak” diyecek? Ya da “Boşa kariyer düşünmeyin, anadolunun ücra bir köşesine öğretmen olarak atanacaksınız, sizi yüksek lisansa, doktoraya öğrenci olarak almayız, başka bölümün öğrencileri dururken”  diyebilecekler mi ? Geleceğin bölümü BÖTE, ne olacak?

Thursday, 14 March 2013

telnet nedir? telnet ne işe yarar?

İki veya daha fazla bilgisayarın biraraya gelerek oluşturdukları yapıya bilgisayar ağı (Network) denir. Ağa bağlı tüm bilgisayarlar birbirleri ile iletişim kurabilirler, aynı kaynakları birbirleriyle paylaşabilirler.
Bir bilgisayarın ağa bağlanabilmesi için temel ağ gereksinimlerini yerine getirmesi gerekir. Aşağıdaki resimde üç bilgisayardan oluşan bir ağ vardır. Her bilgisayarın ağa bağlanabilmesi için bir ağ kartı (network card), iletişim kablosu (coax, fiber, UTP veya diğerleri) ve ağımızı büyütmek için kullandığımız switch, router gibi cihazlar bulunmaktadır.
simple_network
Tüm bilgisayar ağını yöneten ve hizmet veren bir sunucu (server) bilgisayar ve bu sunucuya bağlı iş istasyonları (workstation) bulunur. İş istasyonları bu örnekte olduğu gibi kişisel özellikli bilgisayarlar veya ana sisteme bağlı terminaller olabilir. Ağa bağlanmak için kullanılan bu donanım parçaları ve yazılım ya satın aldığınız bilgisayarın üzerinde gelebilir veya siz daha sonra kendiniz sağlayabilirsiniz. Yalnız daha sonra alırken hem donanım parçalarının hem de yazılımın mevcut sisteminiz ile uyumlu olmasına çok dikkat etmeniz gerekir. Örneğin ağ yapınız ETHERNET yapı ise ağ kartınızında ETHERNET kartı olması gerekir. İletişim kablosu ise sizin yaptığınız işlemler ile doğrudan ilgilidir.
Bilgi transfer hızı çok yüksek olan bir işlem yapıyorsanız oldukça yüksek kapasiteli kablolar kullanmanız gerekir. İletişim hatları genellikle ilgili ülkenin telefon şirketleri tarafından döşenmekte ve onlar tarafından düzenlenmektedir. İletişim kabloları yerine bazen kablosuz iletişimde yapılmaktadır. Özellikle devamlı hareket halindeki noktalar için kablosuz iletişim büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Hareket halinde bulunun otomobil, otobüs veya kamyonun nerede olduğu ilgililerce bulunabilir. Herhangi bir polisiye olayda bu yöntem ile en yakın polis araçlarının olaya müdahele etmesi sağlanabilir. Veya otobanda giden bir arkadaşınız arabasının nerede olduğunu bulabilirsiniz.
Ülkelerin arasında çok büyük uzaklıklar varsa iletişim nasıl olur?
Ülkelerarası iletişimde eğer mesafe çok fazla ise yerden geçen kablolar yerine uydular kullanılmaktadır. Uydular sadece veri transferinde değil görüntü transferinde de kullanılmaktadır. Uyduların bilgisayar ağlarında kullanılmaları ile artık uzaklıklar ortadan kalkmakta ve dünya hızla küçülmektedir.
Bilgisayar ağlarında sadece aynı marka bilgisayarlar mı bulunur?
Bilgisayar ağları sadece aynı yapı ve özelliklere sahip bilgisayarlar arasında olmaz. Farklı yapı ve özelliklere sahip bilgisayarlar aynı bilgisayar ağına bağlanabilirler. Yapıları farklı olsa bile birbirleri ile iletişim kurabilirler.
Evinizde bir bilgisayarınız olduğunu düşünelim. Başka şehirde bulunan arkadaşınız ile bilgisayar yardımı ile görüşmek istiyorsunuz. Fakat arkadaşınızın bilgisayarı da farklı marka ve yazılıma sahip. Bu durumda siz arkadaşınızla bilgisayar yardımı ile görüşebilir misiniz?
Elbette görüşebiliriz. Her marka bilgisayar ile her türlü işletim sistemi gerekli donanım ve yazılım alt yapısına sahip ise bilgisayar ağına bağlanabilir. Bilgisayar ağlarının en önemli özelliklerinden birisi de kaynak paylaşımıdır. Bilgisayar donanım parçaları genellikle pahalı cihazlardır. Bir bilgisayarda kullanabileceğiniz tüm kaynakları satın alamayabilirsiniz. Peki o zaman bu donanım parçalarını hiç mi kullanamayacaksınız. İşte burada bilgisayar ağları yardımınıza koşar. Diyelim ki "Bilgisayarın Eğitimdeki Önemi" konulu bir araştırma yaptınız. Çok güzel bir rapor hazırladınız. Bunu kağıda döküp çoğaltarak ilgililere teslim edeceksiniz. Bu nedenle oldukça kaliteli çıktı almak istiyorsunuz. Bu tür yazıcı da siz de yok ise bu yazıcının bağlı olduğu bilgisayar ağını kullanarak siz dökümünüzü alabilirsiniz. Bu paylaşım sadece yazıcılar için değil tüm bilgisayar kaynakları için geçerlidir.