Bundan 2-3 sene önce, bir BÖTE bölümü mezunu olarak pek çok
paylaşım ortamında “BÖTE bölümü artık can çekişiyor, 10 sene içinde
hiç bir değeri kalmayacak” dediğimde, pek çok BÖTE ‘liden tepki aldım.
Geleceği bilişim ve bilgisayarda görenler, eğitimde her zaman için BÖTE
bölümüne ihtiyaç duyulacağını hatta ilerde değerinin daha da artacağını
söylüyordu. Nitekim haksız da değillerdi.
Ancak biraz eskilere gidelim. Bizim , bu bölümü ÖSS tercih listesine
yazdığımız zamanlara 2000′li yılların başına. O zamanlar okulların pek
çoğunda internet yoktu yeni yeni bilişim sınıfları o zamanki adıyla
bilgisayar laboratuarları kuruluyordu. Dünyayı çoktan sarmış olan
bilişim ve internet furyası, ülkemize giriş yapmış ve hızlı bir şekilde
yayılmaya başlamıştı. İnsanlar evlerine bilgisayar almaya, dial-up modemlerle internete bağlanmaya başlamıştı.
İşte o zamanlar BÖTE bölümü yani Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri
Öğretmenliği cazipti. Geleceği olan, hızla yaygınlaşan bir meslekti.
Ancak MEB’ den tutun, BÖTE bölümünün kendi hocaları da dahil, üniversite
camiası, “bu bölüme ne öğretilecek, mezunlar nasıl istihdam edilecek,
okullarda görevleri ne olacak, ne öğretecekler” sorularına en ufak bir
cevapları dahi yoktu. Herkesin kafasında bu bölümün ilerde parlayacağı
ve gelecekte çok ihtiyaç duyulacağı bir meslek olacağı fikri hakimdi
ancak bu fikirlerin çerçevesi yoktu, ütopya gibiydi.
Belki bu sebeplerden dolayı bu cazip bölüm, tercihlerde taban puanı
yükselen bir bölüm haline gelmişti. O zamanlar BÖTE bölümüne girdiğim
puanla pek çok mühendislik ve anadoludaki ücra tıp bölümlerine
girebiliyordum. Öğretmenlik bölümlerinde ise puan sıralamasında bir
numaraydı. Bu sebeplerden dolayı ben gibi pek çok arkadaşım bu bölümü
tercih etti.
Fakat pek çok BÖTE’Li gibi biz de bölümde umduğumuzu bulamadık.
Fizik, Kimya, Biyoloji gibi Fen Edebiyat derslerinin kredisi meslek
derslerinden daha fazlaydı. Diğer derslerimiz ise, Eğitim Psikolojisi ve
Kuramlar üzerine idi. Eğitim Teknolojisi, Öğretim Teknolojileri gibi
derslerimiz de olduysa da , bir türlü kendimizi dolduramadık, bir
BÖTE’li gibi hissedemedik. Zaten bölüm hocalarının pek çoğu Eğitim,
Fen-Edebiyat mezunu idi. Pek çoğu bilgisayar denen aleti, bizden daha
sonra görmüşlerdi, birazı da hiç kullanmayı bilmiyordu. Bazı arkadaşlar
bilgisayar ve teknik konularda kendilerini geliştirdiler. Programlama,
web tasarım, grafik..vs öğrendiler. Öğretmen olmaktansa başka sektörlere
kaymayı düşündüler.
Hasbelkader geçen bu 4 senenin sonunda, KPSS denen o sınava girmiş ve
atamamızı beklemeye başlamıştık. Allah’tan o senelerde BÖTE mezunları,
hayli fazla atanıyorlardı. Anadolu’nun çeşitli yerlerine çeşitli
okullarına atandık bizler de.
Bilgisayar öğretmeniydik, sonraları bilişim teknolojileri öğretmeni
dendi. Kimimizin bilgisayar laboratuarı yoktu, kimimizin okulundaki
bilgisayarları eskiydi. Önce haftada 2 saat ders vermeye başladık.
Windows anlattık, Word anlattık. Sonra dersimizi 1 saate düşürdüler ve
notu da kaldırdılar. Önce öğrencilere söylemedik ancak, çocuklar
karnesinde “BİLGİSAYAR” dersini göremeyince onlar da bu gerçeği
anladılar: “Eften püften bir dersin eften püften bir öğretmeniydik…”
Ayrıca, okulun teknik ve bilumum tamir -onarım işleri de cabasıydı. Pek
çok takım elbiseyi kirlettik, eskittik, yırttık, kasanın içine RAM
takarken ya da müdürün yazıcısını onarırken. Ya da müzik öğretmeninin
eşinin labtopuna defalarca windows kurduk.
Sonra formatörlük denen birşeyden haberimiz oldu, hemen yazıldık
görev aldık. Önceden yaptığımız bu onarım- tamir işlerinin karşılığında
artık para da alabilecektik. Artık işimizin adı belliydi. Hepten
öğretmenliği unuttuk, bir elimzde pense ötekisinde toz bezi oradan oraya
koşuyorduk.
İşte böyle bir şey idi Bilişim Öğretmeni olmak ya da BÖTE mezunu
olmak. Önce atama sayısı gitgide düşmeye başladı. Sonra ilköğretimde not
kaldırmanın yanında 4. ve 5. sınıflar için dersimizi kaldırdılar. Çok
geçmedi liselerde de ders seçmeli oldu. Bilişim öğretmenleri bakanlık
önünde yürüdüler..vs
FATİH projesi çıktı. Öğrencilere tablet bilgisayar, her sınıfa akıllı
tahta kurulması planlandı. Bilişim öğretmeni sevindi,” iyi ki BÖTE
bölümünü seçmişim, bu bölümde gelecek varmış ” dedi.
Fakat aslında BÖTE bölümü gitgide dibe batıyor. MEB, bilişim
derslerini çoktan gözden çıkarmış gibi görünüyor. Zaten bu dersin
öğretmenine de gerek yoktu, zira her alandaki öğretmen, dersini
bilgisayar-akıllı tahta ikilisiyle pekala işleyebilir. Formatör
öğretmenlik ise bir nevi görevlendirme teknikerlik, 2 yıllık MYO mezunu
bir memur tüm okulun bilşim altyapısıyla ilgilenebilir..
Akademik anlamda ise, BÖTE ne yazık ki can çekişiyor Hala ve hala ,
”bilgisayar öğretmeninin yeterlilikleri, öğrencilerin beklentileri”
gibi abuk ve sabuk tezler, makaleler çıkıyor.5 sene önce yapılmış bir
tez, makale, azıcık sağından azıcık solundan değiştirilip servis
ediliyor. Bilişim gün be gün değişiyor, yenileniyor, ilköğretim
öğrencisi , öğretmeninin FACEBOOK hesabını hackliyor, ama BÖTE yüksek
lisans – doktora öğrencisi, klavyeden, mausdan tez yapıyor, bunu bir
güzel sunuyor, yurtdışı , yurtiçi dergilerde yayınlıyor. “Ama nasıl?
“diye sormayın. Bu da başka bir yazı konusu olsun.
Yukarda da bahsettiğim gibi akademik manada BÖTE zaten bitti. Yeni
teknoloji yeni uygulamalar, yeni.. adına hiç bir şey yok… Belki bu
durumu gören BÖTE bölümleri, artık yüksek-lisans doktora bölümlerine
Matematik’ten, İşletme’den… öğrenci alıyorlar. Belki yeni birşeyler
çıkar diye ümit ediyorlar.
MEB’de de bilişim öğretmenliğinin biteceğini dile getirmiştik. Ancak
FATİH projesi, insanlarda bir ümit ışığına neden oldu. Fakat bugün
okuduğum haber, bu ümitleri de çöpe atar:
http://www.guncelegitim.com/haber/4418-okul-2012de-bilgisayar-siniflari-kaldiriliyor.html
Acı ama yakında okullarda bilişim teknolojileri öğretmenlerine de
gerek kalmayacak gibi görünüyor. Yukarda da bahsettiğim gibi dersin
öğretmeni, dersinde teknolojiyi zaten kullanacak.
Belki de formatör öğretmenliği kendi başına bir kadro yapacaklar. Okulun teknik – pis işlerini yapan bir görevli olarak
Peki BÖTE mezunlarının yüzde kaçı, derse dahi girmeden, formatörlük
altında okulların teknolojik alt yapısıyla ilgilenmeyi kabul edecek?
Belki çoğu kabul edecek başka seçenekleri olmadıkları için.
BÖTE bölümü hocaları, öğrencilerine bu durumu nasıl açıklayacak?
Onları nasıl gaza getirecek? Nasıl “Aslanlarım 2000li yıllarda sizlere
ihtiyaç olacak” diyecek? Ya da “Boşa kariyer düşünmeyin, anadolunun ücra
bir köşesine öğretmen olarak atanacaksınız, sizi yüksek lisansa,
doktoraya öğrenci olarak almayız, başka bölümün öğrencileri dururken”
diyebilecekler mi ? Geleceğin bölümü BÖTE, ne olacak?
No comments:
Post a Comment